Ətraflı

Paperback. 13,50 / 21,00 cm. In Turkish. 288 p. Translated by Senem Inal "Onlar gibi olmak zorunda degilsin. Egitimliysen hayatinin sonuna kadar sokakta bile kalsan önemli degil… Insan kararli olduktan sonra zengin veya yoksul olmasi fark etmez, her halükârda ayni hayati yasayabilir. Kitaplarin ve fikirlerinle yasamaya devam edebilirsin." Bin Dokuz Yüz Seksen Dört ve Hayvan Çiftligi gibi distopik eserleriyle bilinen Ingiliz yazar George Orwell'in bu otobiyografik eseri, Paris ve Londra'da bes parasiz bir halde hayatta kalma mücadelesini çarpici bir biçimde gözler önüne sermektedir. Orwell, bizi öncelikle emek sömürüsü diyari olarak tanimladigi Paris'te, lüks Fransiz otellerin ve restoranlarin en alt tabakasinda bir bulasikçi veya plongeur olarak çalisip kit kanaat geçindigi döneme götürüyor. Tahtakurulariyla dolu bir odada uyumanin güçlüklerini hissettirirken, sonrasinda is bulma amaciyla okuru beraberinde Londra'ya götürerek zorlu kosullar altinda idare edebilen berduslarin hayatina yakindan taniklik ediyor. Paris'e göre daha "telassiz bir havasi" olan bu sehirde, çesitli koguslarda insanlik disi kosullar altinda yasamaya çalisan, yerden sigara izmariti toplayarak tütün elde eden berduslara hayret edecek, belki de sonunda anlaticinin önerdigi gibi onlar hakkindaki görüslerinizi bile degistireceksiniz. Paris ve Londra'da Bes Parasiz; Orwell'in yaninda çalistigi garson ve asçilar, ne olursa olsun umudunu kaybetmeyen garson Boris, Irlandali berdus Paddy Jaques, kaldirim ressami Bozo ve daha birçok insanin umut ve sanssizliklarla dolu hayat hikâyelerini yer yer düsündürücü yer yer eglendirici bir dille anlattigi, kendi deyimiyle bir "gezginin güncesi".